14 Şubat 2010 Pazar

Güller Ağlar İçimde


Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilşe
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Şeni çağıran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek ani gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilir de hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliği anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilşe
Şarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün

Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı, belki yarın

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmışçasına, büyük
İçimizdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım
............
(Alıntı)

17 Mayıs 2009 Pazar

Sevdinse..

Yol İşareti

Sevdinse...
Aşkında yitip yok oldun,
Karıştıracaksın günü, ayları.
Sevgi yollarında ne kaide, kanun
Kendin aşmalısın bu dolayları.

Eriyip kendini yok sanacaksın
Bu derdin olmayıp özge çaresi
Sen hız hız "kazaya" uğrayacaksın
Yoktur bu yollarda yol işareti

Bahtiyar Vahapzade

11 Mayıs 2009 Pazartesi

8 Mayıs 2009 Cuma

Neydi sevmek??

BEN SENİ SEVDİM Mİ

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim

Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni?


Ümit Yaşar OĞUZCAN

1 Mayıs 2009 Cuma

Geçip giden insanlar..

Güle Güle Git Baba

Ağır geldi sanırım dünyanın çilesi sana,
Ve bıktıysan artık benden,mecbur tutulmuşsun belli ki
Yolculuğa çıkıyorsun,daha erkenden
Demir aldı bak gemi,Son düdüğünü çaldı tren,
Gideceksin bilirim çare değildir sana ısrar da etsem,
Bütün sevgilerime rağmen,
Bütün yaşananlara rağmen,
Biliyorum gideceksin babam benim,
Git sevdiğim,git babam babam,
Git durmayacak zira zaman,
Zamansızda olsa gidişin çare değil,dilemek aman…
Hava sıcak olsun,
Saatlerin gongu amaçsızca, çalmasın dursun,
Ayrılı olsun aramızda ama,
Allah seni hiç unutturmasın,
Say ki sevmedik birbirimizi,
Say ki senin kazancın doyurmadı ikimizi,
Say ki hiç tutmadık ellerimizi.
Git Babam git,
Demir aldı bak gemi,
Son düdüğünü çaldı tren,
Biliyorum şimdi gideceksin,mecburiyetten,
Bir evlada bile diyemeden….
Yaşanmamış bir ömür oldu sanki,seninki
Bir mayıs akşamı bizi bırakıp ta giderken,
Yüreğime acıları salarken,
Öyle acılar çekiyorum ki, sana gitme ne olur diyememekten…..
Git baba git,belli ki memnun kalacaksın gittiğin yerden,
Bize başka bir şey bırakmıyorsun zaten,
Senin için dua etmekten…
Sevdamız hafif geldi dünyada sana
Kavuştun seni sevenine,o dünyada gerçekten

Selahattin Ölmez

22 Nisan 2009 Çarşamba

Bir şey var..

Bir Şey Var Sende
Bir şey var sende

Gönlünde sancıyan
Zelîha'nın
Kınanan aşkına özgü bir şey
Diyemediğim adını sırrına eremediğim
Bir top menekşe bir demet çiçek mi?
Aşk mı desem eski bir dert ki inceden
Can ipimi ilmek ilmek tüketen…
Bir şey var sende
Vardıkça, göğün kaybolan derinliğinde
Yalnızlığın sihirli elmas gözlerinde
Tut ki rüyaları
Yarı kalmış sevdaların peşinde
Uzatmak uzatmak gibi bir şey
Hangi yağmur döndü
Düşmeden acıkmış karnına toprağın
Hangi has bahçe
Sakladı şakıyan bülbülleri seherden
Bir şey ki Kevser’den
Yarı sıcak nisanlar gibi sevecen
Kır çiçekleri gibi masum
Zambaklar gibi nazlı bir şey
Bir şey var sende
Açılmamış bir gonca gibi
Kendine sakladığın bir şey
Turhal - 01.04.2006
İbrahim Çam

16 Nisan 2009 Perşembe

Öylesine işte...

Ben Hiç Sensiz Kalmadım

Sisli uykulardan başladım güne bu sabah
Düş ülkemin talanıydı baskından geride kalan
Yüzümü hasretinle yıkayıp,
çaresizliğimle kuruladım
Kahvaltımın başyargıcı sen oldun,
boğazımdan geçmeyen her sürgün senin elinden
Yine senli yağmurlar yağmaya başladı gözlerimden öğleye doğru;
Çok mu içmiştin ne,
Buram buram alkol kokuyordun
Kalabalıklar öğütüp,
çoğul yalnızlıklar ürettim sokaktaki gök gürültüsünden
Koşar adım geçtim de ömür bulvarını
dönüp bakmadım ardıma ölüm de gelir diye
Vardım, hayatın ta ortasında durdum
Caddelerde yorgun ağaçlar büyüyor,
bir Eylül konuyordu evlerin damlarına
kaldırımlar usul usul akıyordu bir bunalıma
Dört yanımda dilenci kediler dolaşıyor,
ayyaş kuşlar uçuyordu yalpalayarak
Sen, sağır senfoniler fısıldayıp durdun kulağıma ben hiç sensiz kalmadım
Ne yedik, ne yemedik hatırlamıyorum ama
akşam da sen vardın yine soframda
Üç oldun, beş oldun,
çoğaldın
Avuç avuç, renk renk tükettim seni
Hangisi gerçek sen, şaşırdım
Dişlerimde paslı insan kokusu gönderimde
kan pıhtısı adrenalin genzimi yakıyordu
Elim, ayağım buz kesmiş, ruhumsa,
ateş topuna dönmüş yanıyordu
Kırk beş kalibre bir fay çatlağıydın beynimde
Richter bile şaşırmıştı şiddetine sızım sızım sızladın
Gözlerim,
seni yok sanıyordu ben hiç sensiz kalmadım

Alıntı